Nilüfer Göle: ‘Müslüman kadınlar siyasi dengeleri değiştirmeye ağırlık veriyor’
Sosyolog Nilüfer Göle, Türkiye’nin siyasi kültüründe seçimlerin ve sandıkların özel bir önemi olduğunu belirtti. Kadına şiddet konusunun seçim ittifakları için bir pazarlık kozu haline getirilmesinin AK Partili kadınlar arasında rahatsızlık yarattığına işaret eden Göle, “Müslüman kadınların varoluşlarını AKP’ye borçlu olduğunu düşünmeleri ve kültürden vazgeçmeleri yeni bir sınavdır. sadakat.” Nilüfer Göle’nin T24’te yayınlanan “Masa, Montaj ve Meydan: Toplumun ve siyasetin değişen koordinatları” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Türkiye’nin siyasal kültüründe sandıkların ve seçimlerin özel bir yeri ve değeri olduğu tezime açıklık getirerek başlayayım. Yurttaşlık bilincini oluşturan ilk yapı taşı, kadınlara tanınan seçme ve seçilme hakkıdır. Birçok Avrupa ülkesinde kadınların seçme ve seçilme hakkı Cumhuriyetin en önemli unsurlarından biriydi.Günümüzde kadınların Parlamentoya, siyasi partilere ve hareketlere katılımı, özgürlük ve kalkınmanın değerli bir ölçüsüdür.Toplumun farkındalığı artmıştır. ve siyasi partilerin Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışının hangi yöne gideceği bu konuda bir geri adımın işaretidir.İkinci örnek ise Refah Partisi’nin seçimlerden önce 6284 sayılı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da değişiklik öngörmesidir. Cumhur İttifakına katılmak için kadınlara karşı.
Muhafazakar hareketler arasında, kadın, aile ve cinsel azınlık sorunları yeni ayrım hatlarını açığa çıkarıyor. AKP’nin eşitlik ve özgürlük çizgisinde olmaması, Hasret Varlıklı örneğinde de gördüğümüz gibi partideki kadın yöneticileri rahatsız etti. Kadın sivil toplum kuruluşlarının bu çabada yükünü Müslüman kadınlara yüklemesi siyasi istikrarı değiştirecektir. Kadınların özgürleşmesi, mahallelerinin dayattığı normları eleştirebilmelerini gerektirir. Çağdaş Mahrem kitabımda adını özellikle koyduğum, eğitim, meslek ve siyasi sorumluluk yoluyla kamusal alana katılan Müslüman kadınların, varlıklarını AKP’ye borçlu oldukları inancını terk edip, iktidardan vazgeçmeleri yeni bir imtihandır. bağlılık kültürü. Bu bağlamda İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi protesto edenler arasında başörtülü kadınların da yer alması ve laik feministlerle birlikte kadın haklarını savunmaya başlamaları dikkat çekicidir.” (HABER MERKEZİ)